Akşama doğru yüzüne bir pembelik konar
Kadehinden çalınmış şarap sarhoşluğuna
Sözcükleri unutur yahut kıvrılmaz dilin
Söyleme, biliyorum, geçme ayrılık faslına
Ben dinlemeye gelmedim senin kanat yoksunluğunu
Kaderin sesiyle seni taşlaştıran buyruğunu.
Akşama doğru deniz kayalara çarpar beyazlaşır
Aklar kendini sonra saadetine kavuşur.
Böyle yarım yamalak bir masumiyet bizimkisi
Kim önce yitip giderse suç ötekine kalır.
Akşama doğru bir kuş güneşi gagasıyla taşır,
mezarına toprak atar gibi çırpar kanatlarını
Onlar ki ilmine ermiştir bilirler giden
Mutlak daha bir aydınlıkla döner geri
Oysa önce kalbi soğur insanın, önce yarasını terk eder
Kör bir bıçakla temizler geçmişini
ve yaralarını rengarenk kumaşlarla süsler.
Akşama doğru her gölge bir diğerine siner
Suya gümüş dökülür, ateşe nar sürülür
İnsana da bir umut düşer sabaha çıkamayan.
Bir yıldız Ay’a değer soğur
Biz şeytan yoklaması belki bir iç ürpermesi
Öyle imtihan edilir sahtesinin yanında gerçeği…
Kör bir bıçakla temizler geçmişini
ve yaralarını rengarenk kumaşlarla süsler.
Mükemmel dizeler
BeğenLiked by 1 kişi