Yağmur erken yağdı
ve söküldü duvarlardan astığımız afişler.
Sessiz sokaklardan döndük geri
tren raylarından
ve kaçarak ışıklardan.
Polis sirenleri, sis çanları
Bilmem, belki de bizi arıyorlardı.
Birbirimizi bir sokak ayrımında bıraktık,
her biri ayrı bir hayata çıkıyordu.
Yağmur erken yağdı,
Belki göremedin
Buğulanan gözlüklerinden ağladığımı
Sis çanları arasından seni çağırdığımı.
Korkak bir çocuk girmişti aramıza
Yüzüne kaç kez tükürdüm aynalarda.
Uyur gibi öldürdü beni.
Yağmur erken yağdı,
Kana bulanmış gibi akıyordu
duvardaki yazılar.
Harfler birbirine karışıyordu,
yaşasın istiyorduk çoğu kez
neyi istediysek kahroluyordu.
Herkes en yakınındakine sığınıyordu.
kalbim bütün evren için atarken
ruhum kan kaybediyordu.
Bir tren bizi umursamadan geçiyordu
Sis çanlarının içinden
Bizi kimse duymuyordu.
Duymuyordun…