Arsız ayrık otum benim
geç kalmış baharlardan çağırıyorum seni
saflığını yitirmiş şeylerin sarraflığını yaptım ben,
eğilip rüzgara savurmasını bekledim
kırıp kırıp çoğaltmasını.
Arsız ayrık otum benim,
ne kadar çoğalırsan
o kadar uzaklaşırsın adından.
unutursun seni çağıranın sesini
beklemek umut işi değil, sabır işi değil
beklemek gelinmeyeceğini bilmektir ardından.
Arsız ayrık otum benim
bürüyüp durduğun bu yaşam
biçilmiş bir kaftandır ölmelere
ölüp ölüp dirilmelere.
uzatmak başını toprağın üstüne
kamaşan gözlerle bakmak güneşe
bu asıl mucize.
Ayrık otum benim
ne kadar çoğalırsan o kadar uzaklaşırsın adından.