Bendis (Ay Tanrıçası)
kaç gece kat ettim, ah ay; yorgun bir nehir gibi çöktüm
bir deniz kıyısına.
paslı bir demir gibi kendini zehirledi sözcüklerim .
Ah ay, bir yangından artakalan közden arınmış kül yığını
güneşin koynundan çalınmış zemheri ışığı .
kuşların kanatları değiyor, gülüşün ilişiyor uçlarına
özellikle martılar , beyaz boyunlarından yanık kanatlarıyla martılar.
Ah ay, saklambaç oynuyorsun, çoğumuz bir körebe çocukluğuna
oysaların içinde çiçeklenir yüzümüz, keşkeler fazla işgüzar…
çatallaşıyor dilim yorgun bir nehrin ağzında
bütün yalanları kendine söylüyor yalnızlığım,
en çok kendini mutlu ediyor kendinin gıyabında .
Ah ay, ben seni su taşırken gördüm bir şafak yangınına
saçlarının alevinde tutunmuş bir gölgeyi yakarken
Başka yıldızları emzirirken gördüm karanık içinde gizli gizli
ceylanlara yol gösterirken, sulara gümüş eritirken
suretin bir ağacın dallarına uğur getirsin diye asılırken .
ah ay; bir insan yeniden doğamaz ki; eskiyi soyunarak
azalıp azalıp çoğalarak
çekip gitme vakti gelir soğuk bir cesedin ceketinde .
sen hangi güneşe dayasan başını , görüyorum, eksilsen de mutlu ediyor
kınını kesen bir kılıç gibi bileyleniyor içinde ne varsa ;
berrak bir yarına akıyorsun; medcezirler arasında.
Ah ay,
Annesini kaybetmekten nasıl korkar bilir misin
bozkırın gecesinde dörtnala koşan tay?
Öyle saklıdır bende bütün acılar .