Dokundu, insan sıcak bir cehennemdir ve senin tenin
ateş tapar yapar her günahkar eli.
kendi sesinden irkilmektir bizim yalnızlığımız
ve yedi nar tanesidir seninkinin kefareti.
Ağaçlar meyveleriyle göç eder, çiçekler gebe bırakır rüzgarları
oysa bir erkek bir kadının içinde can bulur sadece
ve bir kadın bütün yıldızların katilidir o gece. ..
Dokundu, tanrılarını kilden yapardı insanoğlu
sonra tanrılar onu çamurdan yarattı , oysa senin ellerin
bir safran gibi siniyor bedenime, ruhuma ecel üflüyor.
Sana aşkı anlatmak isterdim ama bir köle nasıl rehber olur efendisine
bir damlanın okyanustaki hükmü nedir?
iki yakut üzüm tanesi, ezberletiyor adlarını dünya zevklerinin
ağzıma doluyor göğüslerindeki zehir
ve ufalanıyor kilden yapılmış tanrılar dişlerimin arasında…
Dokundu, bir “cehennem nehrinde ” yıkadı bedenimi
bir yanardağ eteğinde yaşıyordu, sülfür kokuyordu nefesi
demirini çaldı toprağın ve zırhını giyindi ta topuklarına kadar.
Bir ölü bedeni gibi kaskatı giyindi zırhını
Delip yeryüzünü boy verince bahar
Çıplaktı ve senin dudakların bin çiçeğin kırmızısını işledi
İnçe bir kılıçla delik deşik edilmiş gibi…
Yedi nar tanesi senin kefaretin; oysa benim ruhum bir efsunun esiriydi.
Dokundu, insan korkar aydınlıktan; çünkü göz kapakları var
Koynuna saklandığı gece sonra icat edildi ,
sonra taş üstüne taş koyarak yaptılar tapınakları
deniz tuzundan imbiklenmiş ter içinde yüzüyorduk
ve senin ellerin benim bedenimin en güzel adası
Senin sesin benimkinin yankısı
Başka sözcüklerle dölleniyor ve değişiyor anlamı
Yedi nar tanesi senin kefaretin; oysa benim ruhum bir efsunun esiri.