Sen güne nereden başlıyorsun, ben aynasız bir sabahtan mesela
tütsülenmiş bir gökten, çıkmaz bir sokaktan, tanrısız bir duadan
ayıpsız bir küfürden, ümitsiz bir düşten…
Sen güne nereden başlıyorsun, ben sahipsiz bir köpekten mesela
eşiksiz bir evden, gürültülü bir sessizlikten, tok bir yoksulluktan…
Sen güne nereden başlıyorsun?
insan iki kere doğar, biri annesinin rahminden,
biri de her sabah kendi kendinden; utananlar için ne büyük mükafattır bu,
bir sigarayı başka bir sigaradan yakar gibi zifirden
tekrar tekrar doğurmak mağlubu.
Bir gece gibi aklanır içinde kararan ve eğer unutmayı öğrenirsen
yorulan, kırılan, dağılan ne varsa kusarsın sabaha.
Sen güne nereden başlıyorsun?
Biri saadetini yitirmişse, göğünü düşürmüşse, kaybolup gitmişse
alır mısın onu içeri, yoksa kendi saadetini, göğünü, yolunu
çoğaltıyor musun başkalarının göze görünmezliğinde.
Aslında durup beklesen göreceksin, çürüyen bir meyveden
nasıl filizlenir bin dallı bir ağaç, bir taşın gözünden nasıl fışkırır
kayaları çakıl eden bir nehir,
bir kuş yuvasında nasıl çoğalır kanat kanat
yoktan gelmez elbet ama kendinden dönüşür durur hayat.
Sen güne nereden başlıyorsun?
Yorgunluktan diğerine yaslanmış evlerin, boyası dökülmüş
içi paslanmış demirlerin, yıpranmış, pörsümüş kumaşların
hatıralarını anımsamadan, unutup geçiyor musun sokakları?
Değerli diyor musun bir çocuk telaşıyla sadece senin olana.
Oysa insan kaybetmekten korkar bilir misin; ayıbını, eksiğini
suçunu, hatasını sahiplenir, bir sır gibi tutar aklında.
Yine de sinesinde olanı insan kendi bilir ve hepimizin
onulmayacak yarası, dinmeyecek acısı budur.
Sen güne nereden başlıyorsun?
Ben güne büyük bir azimle, tedirginlikle, bile bile
kendimi öldürmekten başlıyorum.
umduğu, umman gördüğü, düşlediği, deniz bildiği
eğilip hayat içtiği ne kadar su varsa onu onda boğuyorum.
Sormakta haklısın, yeniden doğmayacağını bilsen öldürür müsün?
yitirip bulamayacağını, gidip dönemeyeceğini,
körelip kesemeyeceğini, kuruyup yeşeremeyeceğini.
soğuyup taş kesileceğini bilsen öldürür müsün?
Sence biliyor mudur bir tırtıl döneceğini bir kelebeğe,
nasıl şaşırıyordur kim bilir gündüz doğuran bir gece.
Şüphesiz kesinlikler, mutlak sonlar, değişmezlikler
Cebren sıkıştığımız ne varsa değersizleştirir bu endişe.
Sen güne nereden başlıyorsun?