İçindeki güvercinler kaçıp gider diye
mi bu büyük hapishane?
Bırak onları bırak gökyüzüne.
o zaman kanat sesleri
kanatmayacak yaralarını.
Daha çok başkalarına benzeyeceksin,
güzel yenilgilerle bezeyeceksin
Eriyip duran geçmişini.
Deniz kıyısı esrar kokuludur;
Ne güzel düşlere salar seni
küreksiz bir salıncakta,
Dursuz duraksız, sonsuz bir kucakta
Büyür içindeki gök, göreceksin.
De ki beni karanlığa bırak;
Kapanmış bir gözde yoktur
açık denizlerin siyahı .
Hepimiz tutsağıyız işte
Senin göğsünde emzirdiğin
O büyük tedirginliğin.
Yüzün ne kadar da benziyor başkalarına,
Bırak ezberlediğin tüm mimikleri bir yana
eskimiş maskeler gibi;
Şaşırıp kal çırılçıplak haline.
Yaşanır olmasıdır
Bir duyguyu gerçek kılan,
Ateş ancak feriyle ayrılır ışıktan.
Bir gök, düşüdür güvercinin,
bırak onları bırak gökyüzüne.
Ne kadar da başkalarına benziyor
Yüzün, gözlerin, ellerin…
Öldür içindeki sıradanlığı ve unutma
kuytuda işlenen bu cinayetin
Faili insanın kendisidir…