Etiket arşivi: küskünler çağı

Küskünler Çağı

De ki: O içinde devler taşıyordu.
Usturuplu bir ustura nasıl körelir
Gün ışığı nasıl kana bulanır biliyordu.
De ki: Meşakkatsiz sabır beklemektir
İflah olmaz feleğe aldanan.
Onu kırık bir dal gibi taşıyordu
iki kesik el,
Öpüp annesinin başına koyduğu,
Ah, de ki ölüşlerin acısı
seyrede seyrede seyrelmiyordu.

De ki: bugün geldim dün yoktum
Susarak akıyordu insanlar sokaklarda,
Kaç nota düşürdüm bilmiyorum
Yahut da çaldılar cebimden.
Ama duymadım ben korkunun bağırdığını
Sakin bir efendidir o ve kırbacı
Havada şaklayarak hizaya sokar kölesini.
Ama dün geldim ben bilmiyordum,
küsüp dolanıyordum
ablukasında tereddütlerimin.
De ki: Yunus için kimsesizler mezarlığıdır
Bir balığın karnında kaldığı derya;
onu kırık bir dal gibi taşıyorlardı
Nil girdabına düşmüş dönüp duran bir
dal gibi taşıyorlardı.

güveler yiyordu geçmişi
belki bu yüzden gözleri kördü,
yorgun bir ışıkta tüm ayrıntılar siliniyordu.
toprak karanfil kokuyordu,
rüzgar toprağı soluyordu.
ışıktan bir hançer boğazlıyordu
sokak başlarını.
De ki : göğsüm bir kuş göğsü
ve boşluğa kanatlanıyor yaralarım
kelimeler bu kadar hafif olmasa
onu bir barikat arkasından sana atarım.
De ki :Kaç putu un etti bilsen
benim gitar tellerine
yuva kuran ince parmaklarım…

unutma, dün yoktum bugün geldim
dirildim öyle geldim
yine geldim ben.