Seni sonsuz ateşimle yıkıyorum; eriyen karların sularıyla
sahipsiz çiçeklerin yurdu çayırlara bırakıyorum bulutları
gün eşit gece eşit; eğilip geçiyorum baharın kapısından
billurlaşmış sular gibi selamlıyorum insanları …
İlk tutuşan bir deli yıldırımdan çaldı ateşi
bendeki alev demiri hamur etmiş bir ademin emaneti.
dedi ki burasıymış insanların cehennemi ve cenneti…
Seni sonsuz ateşimle yıkıyorum…
Kalsa da geriye yanık izleri, göğe savrulsa da külleri …
Topraktan yeşeriyor dünde ölen, bu kıyamların en büyüğü;
Başkasına ateş gelen bize beyaza kesmiş bir deniz köpüğü
gir içine yıkan gir içine yan,
Küçüklüğüne aldırmadan yıldız olmaktır ateş böceğinin düşü…
Seni sonsuz ateşimle yıkıyorum.
Yanık izlerimi sana bırakıyorum.