Etiket arşivi: necropolis

Necropolis

en zor olanı mezarlıklardan ayrılmasıdır;
ve çocukları vermektir, yol kıyısında bir toprağa
Bütün kentler akıp gidiyorken bir alacakaranlıkta
evler pencerelerini yitirir, kapılar tunçtan tokmaklarını
ay düşen kuyularda acır su, siler ağaçlar gölgelerini

Ahtamar’ın duvarına işlenmiş Golyat kurtulmuş zincirlerinden
Bir çocuk gülüşü gibi alınmış taşları Davud’un elinden.
En zor olanı mezarlıklardan ayrılmasıdır;
Kentler birer ölüler evi oluyorken.

Seni duyan olmayınca sesin bile ölür,
bahar yeşertmez hiçbir şeyi,  koparılıp atılmışsa köklerinden.
Bir çocuk nerde olsa büyür,
öfkesi tutuyorsa ellerinden. ..

Bir nehir seni deniz kıyılarına götürür,
bir yol mayalı bir ekmek gibi çıkartır karşına insanı,
duru bir gecede yeni harlanmış bir alev gibidir yıldızlar,
oysa seni çağıran olmayınca adın bile ölür.
Adı kimsesiz olan bir necropolise gömülür.

Bıraksalar aynı tarlada boy versek
aynı kırlangıç çağırsa yağmuru.
“And olsun biz insanı kuru bir çamurdan suretlenmîş balçıktan yarattık.”
ve tufandan arta kalan da bir avuçtu.
Ölü evler bıraktık geride
ve döneriz diye yollara attığımız bedenler de henüz çocuktu.

Harabelerden dirilmez bedenlerimiz, dirilmez;
Toprak atsan da üstüme ey Kabil
Işık gecede gizlenmez.
Gizlenmez.