Etiket arşivi: ölü kuklalar

Ölü Kuklalar

De ki “Ben sur üflendiğinde dirilenlerden değilim. “

bir yılanın dudaklarına bırakırım zehiri, bir akrebin kuyruğuna

kanla yıkanmadım, sonradan yaratılmadım …

De ki ” Ben günahları örtülecek olanlardan değilim.”

Çocukluktan başka mezarı, unutulmaktan başka taşı

olmayanların kavmindenim.

Ateşin isi sayılırım, tufanın çamuru, toprağın kıracı …

ne arta kalansa o benim.

Neyden arta kaldıysam o benim.

Ah, sular kıvrıldı, güneş bulut yaptı gökyüzüne

Bir barikatın ardında tanıdım onu

Omzu omzuma değdiğinde.

Ben dedi iflah olacaklardan değilim,

İçimdeki ateşi salacağım sokaklara

benim cennetim cehennemden doğacak

bu yangın yerinde bizim kalbimiz soğumayacak.

Sonra kuşlara su verdi, karıncaları taşıdı yuvasına

Yürüdü, karışıp gitti akşam kızıllığına.

Yağmur yağdı, ıhlamur kokusu giyindi.

Belki körler de gördü bu çıplak gerçeği

Sonra susup dinlediler seslerin silinmesini.

Bütün mesele masallara döndürmemek misalleri

Yırtık kozasını unutmamak anlatırken kelebeği

Toprağı kanatarak çıkan filizin

yerin altındaki bekleyişini.

De ki “Ben inkar edenlerden değilim.”

Biliyorum başkasının diliyle ateş yalayan

kuklaların dirilmeyeceğini.

Yaraları kanıyordu.

Öyle büyüdü ki gözleri

Sanki bütün dünyaya son kez bakıyordu.

Ah, ben sur üflendiğinde dirilenlerden değilim

Ben başkasında dirilirim.

Kanı ellerimde kuruyordu, soluyordu…

Bütün ıhlamur kokularını içine çeker gibi soluyordu.

Rüzgar esti, ince bir kağıt gibi alıp götürdü onu,

yalnız ve isli bir göğe kanat çırpıyordu .

Üşümüş ellerini tuttum

Üşümüş ellerini tuttum ama kanı bana akmıyordu.