Haydi binin,
ne de olsa bir uçuruma süreceğim
ben bu bisikleti.
işlerken bileylenmiş bir bıçaktır
ve tütsü kokar zaman.
Ateşe atılmış bir geçmişin
tükenip duran ışığında.
Haydi binin,
ne de olsa uçuruma süreceğim
ben bu bisikleti.
Kuşanmak zorunda değiliz artık
bir zırh gibi, bu kokuşmuş eti.
Mayıs geliyor ve düşen
kendini filizler topraktan.
Haydi binin,
bu müzikli atlıkarıncadan
alacakaranlığa çıkacağız.
karanlık nasıl erir biliyorum gölgemden
ve gerekirse tüm incinmişleri
onun karanlığına gömeceğim,
ağlakları, kırılganları, küskünleri .
Haydi binin,
Çünkü bu rüzgar
Sırt çantasıdır geleceğin.