Etiket arşivi: yaşam

Tâun

Erikler bu sabah çiçek açmıştı ve kediler
çiçekten örtüsü altında eriklerin çiftleştiler.
hava öyle güzel öyle güzel ki hayat korkunç güzel.

Gök damarlarımdaki maviye kesmişti, rüzgar ılık
Kuşlara gök yetmiyordu; arsızlık, haylazlık
Ne derseniz deyin hayat korkunç güzel.

Tezgahlarda balık ölüleri, allı pullu takılar
bahçemde taşı delen karıncalar
Yeni yeni gün yüzü görmüştü, hayat korkunç güzel.

Yıldızlar sabitti, gezegenler başı bozuk
gece bütün ışığını kucaklayıp getirmişti
Dört dönüyordu evren tepemde, hayat korkunç güzel.

Mumyalanmış bütün kadavraların yüzü gülüyordu,
Temiz çamaşırları vardı, miski amber kokuyorlardı
Fakat felaket korkuyorlardı, hayat korkunç güzel.

Kalpleri mühürlenmiş, dilleri laldi; ateş yalamış
şarap içmişlerdi, zamansız öpüşür tenhada sevişirlerdi
Tenleri bir çiçek gibi soluyordu, hayat korkunç güzel.

Gece sabahla, karanlık ışıkla, ölüm yaşamla besleniyordu
Kim bilir hangisi diğerini doğuruyordu
Bir kadının rahminde geldim dünyaya
hayat korkunç güzel.

Nasırlı Ankebut II

Bir ankebutun evi misafir öğüten bir değirmendir
yalnızlığını emer sarıp sekiz koluyla…
Tozlaşıp rüzgara bırakır kuruyup giden ne varsa.
ipekler beyaz ipekler; bir ankebutun evi
bir yalanın ışıltısı , bir yılanın zehridir.

Durdu ankebut ağının tam ortasında sözcükler titredi
rüzgara haykırılmış çığlıkları dinledi .
Senin unutkanlığın benim en büyük zaferim,  dedi
çırpınıp duruyordu ağına bırakılmış söz,
eki kökü bir,  parçalanmaz bir çaresizlikle.
Ankebut seslendi, duymuyorlar seni
duysalar da inanmazlar,  kim bilmek ister ki gerçeği.
İçini boşalttı sözün,  ne hoş şey dedi lakırdıyla karın doyurmak…

Bir ankebutun evi misafir öğüten bir değirmendir
Dedi,  bütün dünya da öyle değil midir?
Senin yediğin de başkalarının cenazesi
Senin içtiğin de kanıdır kutsal saydığın ne varsa
hele dedi bir de  korkuların kesilmiş bir şahdamardan kanarsa …
Uğultulara boğulur aklının fısıldadıkları
tanrının hükmüne karışır şeytanın yasakları .

Yağmur dindi, ördü gökyüzünü kesildiği yerden