Kadınlarla başı derde giren (güzel yüzlü olduğu ve içkiye düşkünlüğü yüzünden olsa gerek) ve filmlerde defalarca işlenen müthiş bir aşk öyküsünün baş kahramanı olmanın dışında da şifreler saklıyor Orion ismi. Ancak şimdilik bilinen hikayelerini dinlemekle yetinelim. Ne de olsa Pısa sınavından ilk elliye girememiş bir ülkenin evlatları olarak hikayenin daha yumuşak daha görünür ve elbette daha bilimden uzak kısmı bizi ilgilendiriyor.
Orion, mitolojide oldukça eski ve köklü bir takım yıldızıdır. Sümerler tarafından Uru-anna ya da cennetin ışığı olarak kabul edilirdi. Ayrıca büyük Sümer kahramanı Gilgamesh olarak da bilinir. Hindistan’da ise Orion takım yıldızı Zaman-Adamı anlamına gelen Kal-Purush olarak bilinir. Yunan mitolojisindeki bir öyküye göre Orion, bir akrep tarafından topuğundan sokularak öldürülmüştür. Burada akrep, Scorpio (Akrep) takım yıldızı olarak bilinir. Gökte birbirini izleyen bu takım yıldızları bir arada bulunmaz; biri doğarken biri batar, mitolojik hikayede Akrebin Orion’u öldürmesi de bu yüzdendir. Ancak bu ölüm hikayesinin daha trajik bir biçimi de vardır.
Orion ve av tanrıçası Artemis birbirini seviyorlardır. Ancak Artemisin erkek kardeşi Apollon bu evliliğe karşı çıkmaktadır. Apollon, Artemise kötü bir oyun oynar, bir gün Artemisle denizde çok uzakta görünen bir karaltıyı vurup vuramayacağı konusunda iddiaya girmiştir. Artemis, tek atışta hedefi kolaylıkla vurmuştur. Ancak, vurduğu hedefin nişanlısı Orion olduğunu öğrenince acı içinde kalmıştır. Bu olaydan sonra Ay tanrıçası Artemis yaşama olan bağlılığını kaybetmiş ve içindeki acıyı dindirememişti.Denir ki ay bu acıdan dolayı soğuk, yalnız ve yaşanılması imkansız bir yerdir. Artemis, Orionun bedenini gümüşten yapılmış Ay arabasına koyarak kendi elleriyle gökyüzüne taşımıştır.
Yine de Nasa gibi bir kurumun biz “seyredenleri” etkileyecek başka bir nedeni olmalı .
Bu fikrin köklerini bulmak için coğrafyayı biraz değiştirmek Roma ve Antik Yunan’dan zaman olarak biraz geriye mekan olarak da biraz aşağıya gitmek gerekiyor. Mısır ve Mezopotamya arasında kalan bölgede bu yıldız kümesinin anlamı daha derin. İnanışa göre Gök Tanrıçası Nut, Osiris ile Seth adlı iki erkek tanrıyla, İsis ve Nephthys adlı iki kardeşi dünyaya getirir. Osiris, hem tanrı hem de insan olduğu için Mısır’ın ilk kralı olmuş, kız kardeşi İsis de onun eşi olmuştur. Osiris iyi bir yönetimle, insanlara bilimin ve uygarlığın sanatlarını öğretmiş, Mısır’ı zenginleştirmiştir. Ancak, kralın kardeşi Seth bir komplo kurarak, onu öldürür. Vücudunu parça parça doğrar ve Mısır’ın dört bir yanına saçar. Ancak İsis kendi sihir gücüyle kocasının vücudunun parçalarını gizlice toplar; bir araya getirip Osiris’in vücudunu yeniden oluşturur, böylece ilk mumyayı yapmış olur. İsis, yeniden hayata dönen Osiris ile cinsel ilişkiye girerek hamile kalır. Osiris, kendisi için geçici ve kısa süreli bu olaydan sonra, bir yıldız varlık haline dönüşür. İnanışa göre, Orion Takım yıldızı böyle oluşur.
Yine Mısır’da Keops ve Kefren isimli dev piramitleri ile beraber bu piramitlerin tepe noktalarından geçen eksenden az kaçık şekilde inşa edilmiş küçük Mikerinos piramitleri Orion ile ilişkilendirilmektedi Mikerinost kendi başına alındığında hiç de küçük değildir, fakat diğer iki dev piramidin yanında cüceleşmektedir. Yani iki büyük piramit ve yanlarında bir küçük piramit vardır. Orion takım yıldızı kuşağında iki tane parlak yıldız, bu iki yıldızı kesen eksenden az kaçık ve çok daha az parlak bir üçüncü yıldız yer alır. Piramilerin yerleşim planı ile bu yıldızların yerleşimi tamamen aynıdır. Ayrıca Mısır’ı ortadan ikiye bölen Nil Nehri ile gökyüzünü aynı şekilde ortadan ayıran Samanyolu, eski Mısır Gök dininde birbirleriyle ilişkilendirilmişlerdir. Ne ilginçtir ki Nil Nehri’nin bu piramitlere göre yeri ile Samanyolu’nun Orion takımyıldızına göre yeri aynı şekildedir.
Güzel matematik ama hala kafamdaki neden sorusunu tatmin etmiş değilim. Çünkü Nasa’nın isim seçimlerinde hem daha çok bilime hem de mistik bir inanca gönderme gerekiyor.
İnanç olarak Sümerlerin “Cennetin Işığı” oldukça güzel bir neden .
Hatta buradaki öykü de Güneş sistemin ve Dünya’nın Orion bulutsusundan ortaya çıktığı da söylenen ilk yaratılışa atıfta bulunulabilir. Çünkü iddia odur ki yaşamın temel yapıtaşları bize oradan ulaşmıştır. Tesadüf cennetin ışığından yaşama dönen bir süreç .
Ortadoğu’da insanlık tarihinin geçirdiği tüm evrimleri boşa çıkarıp bizden öncekilerin var ettiği her türlü bilgi ve birikimi yok sayarak birbirinin kanında boğulmaya devam eden bizlerin yukarıdaki hikayelerle yetinmesi mümkün. Biz Dünya ‘yı değiştiremeden bir Nuh gemisine binip bu dünyayı terk edecek olanların atası durumundaki Nasa ise bizden farklı olarak bilimi işin içine oturtmalı. Bilim olmadan yukarıdaki hikayelerin bir anlamı yok. Zaten görüldüğü gibi o hikayelerin de mutlak bilimsel bir alt yapısı var.
İnsanları Mars’a taşımayı hedefleyen bu uzay aracının yeni teknolojiye sahip plazma yakıtı kullanacağı belirtiliyor. Doğunun hikayeleri Batının biliminde hayat buluyor. Cennetin kapısını arayabilir mi ? Şüpheli .
Ama cennet demişken bir küçük hikaye daha anlatmak lazım. Hem bence bu hikaye bilmecenin en can alıcı noktası 🙂
8 KÖŞELİ YILDIZ
Kosova, Visoki Decani Manastırı’ndaki 1350 yılında yapılmış olan ‘İsa’nın Çarmıha Gerilişi’ isimli freskte sağ üstte görülen objeye yakından baktığımızda şaşırtıcı bir görüntüyle karşılaşırız. Uçan bir cismi andıran bu figürün üzerinde “8 köşeli yıldız” vardır. Şimdi diyeceksiniz ki sekiz yıldızlı neyi temsil ediyor. Orionla ilgisi ne ? Orion takım yıldızı, Betelgeuse, Meissa, Bellatrix, Saiph, Rigel ve köprü yıldızlar Alnitak, Alnilam ve Mintaka isimleriyle toplamda 8 yıldızdan oluşur. Yıldızlar arasına çizgiler çekersek, 8 köşeli yıldızı andıran bir şekille karşılaşırız. Babil, Sümer ve diğer yıldız bilimci medeniyetler, Orion’u gözlemlerken, yıldızların yansıttığı ışık hüsmelerini, 8 köşesi olan bir şekil olarak yorumlamış ve zamanla Orion’u betimlemek adına 8 köşesi olan bir sembol yaratmış .
Süleyman’ın Anahtarı denilen ve el yazması Clavicula Salominis kitabında çizimi olan “rivayete göre de şeytanların kapısını aralayan” anahtarın Orion’ kümesinin benzerliği de inanılmazdır. Ve ne hikmetse o da 8 kolludur. (aşağıda)
Yani yedi kız kardeşi kovalayan avcı Orion’un 8’i her yerde duruyor. Hani ezoterizm takıntıları olanlar için de hikaye bitecek gibi değil .
Ama yeni yaşamı, İsa’yı (babasız doğuş) dirilişi sembolize eden Orion takım yıldızının Mars’a gidişi amaçlayan koloniyel tarzda bir yaşamı ön gören araca ismini veriyor olmasının acıklı tarafı, bizim gibi bilimden yalıtılmış toplumlarda biz cahillerin ancak bu aracın ismindeki gizemi ve bağlantıyı tartışabiliyor olmamızdır. Yani eloğlu (insanoğluna en yabancı sesleniş bu olsa gerek) kendi cennetini kendi yaratırken biz cenneti üfürerek aramak yolundayız.
Gönül isterdi ki ben de bilimle azıcık haşır neşir olaydım da bu araç Mars’a neden gidecek , hangi tip yakıtı ve motorları kullanacak, orada hangi yaşam ünitesine dahil olacak, Mars’a neden insanoğlu koloni kurmak istiyor, bu yeni yakıt modelli motorlar her yerde kullanılacak mı ? Ne kadar süre kalacaklar,Mars’a giden insanlar doğum vs gibi yaşam devamlılığını orada mı sağlayacak soruları sorsam ve bu sorulara yanıt verebilsem. Ama olmuyor, bizim bilimle ilişkimiz rivayetler üzerine .. öyle de kalacak gibi.
Notlar
Sekiz köşeli yıldız her yerde ….
(Sol üstte görülen Babiller’e ait, M.Ö 12.yy’dan kalma taş oyma, Fransa, Paris, Louvre Müzesinde, sağ üstte, yine Babiller’e ait, M.Ö 2000 senesinden kalma kil plaka da New York, Metropolitan Müzesi’nde sergilenmektedir. Alttaki iki alçı mühürse Sümerler’e aittir ve Berlin Pergamon Müzesi’ndeler.
8 köşeli yıldız, aynı zamanda, ‘Kurtarıcı Sezarın Ruhu’nu temsil eden bir sembol haline dönüşmüştür ve tapınağın giriş kısmına asılmıştır. Yine aynı sembol, Constantine zamanında, Roma Askeri Kampının kapısına asılmıştır. Doğu Roma döneminden kalma alttaki paralar üzerinde, tıpkı Mezopotamya eserlerinde olduğu gibi, “hilal”le birlikte, 8 köşeli yıldızı ve Pleiades’in 7 yıldızını görürüz.
Orion yıldızı ve yanında kızkardeşler.